yatirlarimiz
KARAKÖY YATIRLARI (TÜRKİSTAN’DAN ANADOLU’YA/KARAKÖY’E GÖNÜL ERLERİ/ALP ERENLER)Bu vatan coğrafyasının manevi sahiplerinden ve Türkistan ulularından olan köyümüzdeki YATIRLAR, Hoca Ahmet Yesevi’nin ocağından feyz alarak yetişmiş halifeleri olarak 13.asrın ikinci yarısından itibaren ilk Türkmen boyları ile Karaköy’e otağlarını kurmuşlardır.Kökleri Orta Asya’ya, Hoca Ahmet Yesevi’ye dayanan bir büyük maneviyat zümresi Anadolu’ya gelerek, bu toraklara Türklüğün mührünü vurmuştur.Açtıkları ocak ile bu toprakların Türkleşmesinde-İslamlaşmasında mühim katkıları olmuş ve bizlerin hamuruna maya olmuş,içimize sinmiş,kokusunu ve rengini şahsiyetimize aşılamışlardır. Hoca Ahmet Yesevi hakkında kısaca bilgi verecek olursak;Hoca Ahmet Yesevi , islamiyeti sade,doğru bir biçimde anlamış ve anlatmıştır.İnsanlığın hala çok üyük ihtiyaç duyduğu yüksek değerleriasırlar öncesinden dile getirerek kardeşliğe,dostluğa sevgi ve hoşgörüye dayalı fikirleriyle milli kültürümüz yanında evrensel kültüre de önemli katkılarda bulunmuştur.Ayrıca yüce milletimizin daha aktif olarak milli hedeflere yönelmesinde her yönüyle daha güçlü bir sosyal yapı oluşturmasında,böyle bir sosyal yapıyı süreklileştirmesinde çok önemli katkılarda bulunduğu ve bundan sonra da bulunacağı muhakkaktır.Orta Asya’dan , Alperenleri ve öğrencileri yoluyla Anadolu’ya yansıyan Hoca Ahmet Yesevi aydınlığı, insanlarımıza vizyon kazandırmış;barış,kardeşlik ve engin hoşgörü ortamının oluşmasıyla önemli katkılar sağlamıştır..Şunu bilmek lazımdır ki, rivayetler farklı da olsa o dönemde cümlenin maksadı birdir.Tüm gönül erlerinin aynı milli hedefler çerçevesinde hareket ettiklerini, onların bıraktığı izler ve etkilerden anlamak mümkün olmaktadır. . . Pir-i Türkistan Ahmet Yesevi Hazretleri Anayurdumuz Türkistan’da büyük bir ocak yakan ve ışığıyla,sıcaklığıyla asırlardır bütün Türk yurtlarını aydınlatan ve ısıtan zirve bir insandır.Açtığı dergah kalpleri Türk-İslam kültürü ile yoğuran bir tekne olmuştur.Sadece Türkiye Türklerinin değil bütün Türk dünyasının müşterek ata-babası milli kültürümüzün en yüksek ortak değeridir.Uluğ Türkistan’dan kopup gelen ve batıya doğru yeni yurtlar kurarak göç eden Türkmen boylarının manevi gıdası bu ocakta pişirilmiştir.Doksan dokuz bin Alperen ,Türkistan ocağından bir baştan bir başa Anadolu’ya ateşler taşıdılar ve bununla yeni yeni ocakların ateşlerini tutuşturdular. Anadolu’nun erenler yurdu,evliyalar ocağı olmasını sağlamışlardır. Sadece fetihle yararlıklar göstermekle kalmamış aynı zamanda Osmanlı’nın manevi mimarı da olmuşlardır.Elinde asası,ayağında çarığı,yanında kılçadırıyla sözün özünü insanlara nakşeden bu ulu-bilge dedeler boy boylamış,soy soylamış,yol göstermiş hep iyiye doğruya güzele doğru istikamet göstermişler,fert-millet, evlat ve devlet birlik ve beraberlik içinde birlikten birlik doğar ilkesiyle Huzur ve barış ikliminde binlerce yıllık destanı yaşatmışlardır.”Cihana nizam vermek” gibi bir hedefe kilitlenmişlerdir.Bu Hak aşığı,tasavvufa gönül vermiş maneviyat büyükleri,gaza ile meşguliyetleri yanında halkın ve askerin irşad,tebliğ ve maneviyatını yükseltmek için kendilerini Osmanlı’nın hizmetine vermişler,maddi-manevi yardımda bulunmuşlardır.Ahmet Yesevi’nin tutuşturduğu ocağın sönmeyen ateşinin ve Türklük şuurunun Anadolu’da hala canlı ve dipdiri kalmasını sağlamışlardır. Hz.Muhammed’in (s.a.v.) ümmetinin hayırlıları bu erenler, Allah’a karşı olan vazifelerini engin bir dostluk ve muhabbet deryası içinde ifaya çalışmışlardır.Bu imanları ile,son Resul’ün işaretiyle Anadolu’yu İslama ve Türklüğe açmış bu topraklarda otağını kurmuş,buraları Alp-Erenler diyarı yapmış,binlerce insana Rahmet Peygamberinin rahmetini sunmuş,”Dostluk imanı”nın “Türklüğün” İzzetini ve asaletini dünyaya göstermişlerdir.Bu Alp-Erenler ,bu yurdun ebedi sahipleridir.Bugün bizleri de kucaklarında,gölgelerinde barındıran mübarek ecdadımızdır.Torunlarını ulvi gölgelerinde barındıran mübarek ecdadımızdır.Hayatlarında olduğu gibi bugün de çevrelerine İslamın nurunu,Türklüğün mefkuresini saçıyorlar. Horasan Alperenleri 700 yıl önce Karaköy’de hayat bulan Türk-İslam anlayışının önderleridir.Karaköy,güzel yurdumuzun her beldesinde olduğu gibi , Ahmet Yesevi ışığıyla aydınlana büyük Türk şahsiyetlerinin hatıralarını barındırmaktadır.Bu Alperenler,bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da köyümüzde ve Türk milleti olarak yüreklerimizde yaşamaya devam edeceklerdir. . Bu topraklara barış,sevgi,huzur getiren cihan devleti Osmanlı’nın kuruluş devrinin mühim şahsiyetleri olan bu YATIRLARIN kimlikleri tümüyle bir sırdır.Bildiklerimiz sadece rivayetlere dayanmaktadır.
